DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, partisinin umumi merkezinde düzenlediği haftalık değerlendirme toplantısında konuştu. Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Erdoğan’ın kendisine yönelik sözlerine yanıt veren Babacan’ın gündeminde ayrıca 14 Mayıs’ta yapılması beklenen seçimler ve hariç siyaset vardı. Babacan, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’yi de misli bir dille eleştirdi.“HAMDOLSUN BOĞAZIMDAN TEK BİR LOKMA HARAM GEÇMEDİ”Erdoğan’ın “Sen git çocuk bezi satmaya, home tekstil üretmeye devam et” sözlerine yanıt veren Babacan şu ifadeleri kullandı:*Ben Davos’tayken arkamdan atmış tutmuş. Zannediyor ki ben bundan gocunacağım. Çocuk bezi satmak, hane tekstili satmak utanılacak bir şey mi?*Evet, ben esnaf bir ailenin çocuğuyum. Çocukluğumda, daha ilkokulda bile(Ankara) Çıkrıkçılar Yokuşu’ndaki dükkanımıza gider çalışırdım. Hamdolsun, boğazımdan biricik bir lokma haram geçmedi.*Eğitimimi ve finans sektöründeki çalışmamı tamamladıktan sonra gene ticarete döndüm. Ailemize de çalışanlarımıza da helal parayla ekmek kapısı olmuş amel yerinde çalışmaya devam ettim. Bundan şeref duyarım, haysiyet duyarım.“KENDİNİZİ EKONOMİST SANDINIZ DA NE OLDU?”“Sayın Erdoğan eskiden siz de simit sattınız, bisküvi sattınız, sucuk sattınız. Alnınızın teriyle ekmeğinizi kazandığınız yıllar vardı. Siyasete girerken biricik bir yüzüğüm mevcut dediniz. Sonra ne oldu? Keşke şu koltuk inadınızdan vazgeçseydiniz. Müteahhitliğe soyundunuz da ne oldu? Kendinizi ekonomist sandınız da ne oldu? Hem kendinize hem de bu güzel ülkeye yazık ettiniz.”“15 SENE YAN YANA ÇALIŞTIK, ALLAH’TAN BAZI ŞEYLERİ ALMAMIŞIM”Babacan, Erdoğan’ın “15 yıl yanımda bulundu fakat demek ki benden bir şey alamadı” sözlerine ise şöyle karşılık verdi:“Evet 15 yıl yan yana çalıştık. Allah’tan bazı şeyleri almamışım. Evet, ben 15 yıl ülkemiz için çalıştım. Yaptıklarımıza, çalışmalarımıza bu ulus şahittir. Tek bir kuruşluk haksızlık yapmadan, biricik bir hukuksuzluğa karışmadan; arkadaşlarımla beraber daima milletimiz için çalıştık. Zaten bir şey olsaydı neler neler ortaya dökülürdü. ‘Benden bir şey alamadı’ diyor ya… Aslında ülke fazla aka bir ders aldı. ‘Güç yozlaştırır. Mutlak kuvvet mutlaka yozlaştırır’ sözünün diri örneği oldu. Güç zehirlenmesi vakasının tam adresi oldu.”“ÜLKEMİZİ ZENGİNLEŞTİRDİĞİMİZ İÇİN Mİ ÖZÜR DİLİYORSUNUZ?”Erdoğan’ın, “Kendi adımıza ah ettiğimiz husus bir devre bunları adam yerine koyup vazife vermiş olmamızdır. Milletimizden helallik diliyoruz” sözlerini de yanıtlayan Babacan şunları söyledi:“Arkadaşlarımızla beraber işin başında olduğumuz günler ülkenin en başarılı dönemleriydi. Millî geliri 3.600 dolardan almışız, 9.700 dolara çıkarmışız. Cumhuriyet tarihinin en yüksek millî geliri. Bunlar tesadüfen mi oldu? Sayın Erdoğan; biz bir devre ülkemizi zenginleştirdiğimiz, özgürleştirdiğimiz için mi özür diliyorsunuz? Liyakatli kadrolarımızın emeğiyle, sizin etrafınızdakilerin değil de tüm ülkenin topyekûn zenginleşmesinden mi utanıyorsunuz?”“PARAYI EMİN ELLERE TESLİM EDECEĞİZ” DEDİĞİ GÖRÜNTÜLERİ İZLETTİErdoğan’ın 3 Kasım 2002 seçimlerinden önce (3 Nisan 2002) “Parayı, finansmanı emin ellere teslim edeceğiz. Ne demek bu? Tüyü bitmemiş yetimin yemeyecek ve yedirmeyecek bir kadro. Bu kadro yalana, talana, dolana hiçbir zaman prim vermeyecek, eyvallah etmeyecek” dediği görüntüleri de izleten Babacan “Doğru söylüyor. Onun için işler iyi gitti, ülkemiz yükseldi, insanların yüzü güldü. Böyle bir kadro ile başladık, ülkemize altın çağını yaşattık. Kimseye eyvallah etmedik. Tüyü bitmemiş yetimlerin hakkını da kimseye yedirtmedik. Yalana dolana talana da prim vermedik. Doğru. Oysa şimdi farkında değil, belli ki unutmuş o günleri. Biz hatırlatacağız” diye konuştu.BAHÇELİ’YE: DÜNYANIN MASASINDA NE VARSA…“Davos’taki gündemimi anlayamayan, kıymeti kendinden menkul bir ufak ortak var. Küfürsüz hakaretsiz, bağırmadan konuşamayan, nam-ı diğer, krizlerin ortağı… Dünyadan bihaber atıp tutmuş yine. Dünyanın masasında ne varsa, Türkiye’nin o masada bir sözü, bir yeri, bir temsili olmak zorunda. Türkiye’nin güvenliği abes hamasetle sağlanmaz.”“TÜRKİYE’Yİ BARIŞIN GÜCÜ YAPACAĞIZ”“Yalnızlık senfonisi okuyarak güçlü ülke olunmaz. Etrafınızda, ülkemizin hakkını savunan, hakkını teslim eden hiç kimseyi bulamazsınız. Bizim hariç politikada Allah’ın verdiği aklı kullanmayan şu andaki çizgiye tahammülümüz yok. Sıfır. Türkiye’yi bir ‘akıllı güç’ yapacağız. Türkiye’yi barışın gücü yapacağız.”“ANKARA’NIN ORTA YERİNDE İŞLENMİŞ BİR CİNAYETİ SORMAYACAK MI?”“Bahçeli’nin fazla değerli gazeteci arkadaşımız Yıldız Yazıcıoğlu’na yönelik tavrını en misli şekilde kınıyorum. Yıldız Hanım’a, ‘İşine bak’ diyor. Hemen arkasından da bir kadın gazeteciyi itiş kakış uzaklaştırıyorlar. Yıldız Hanım, tam da işini yapıyor. Ankara’nın orta yerinde işlenmiş bir cinayeti sormayacak mı? İddiaların orta yerinde duran partinin umumi başkanına sormayacak da kime soracak?”“HADDİNİZ DEĞİ”“Sayın Bahçeli, gazeteci arkadaşlarımıza ‘İşine bak’ demek sizin haddiniz değil. O sizin haddinizi aşar. Gazetecilerin saygınlıklarına halel getirme çabası, haddiniz değil. Onlar zaten işini yapıyor. Hem de size rağmen işini yapıyor. Siz önce kendinize ve partinizdekilere işlerini hatırlatın. Genel başkan yardımcısı da çıkmış, ithamlarda bulunması yetmemiş, bir de basın meslek ilkelerinden bahsediyor. Hey yavrum hey… Bunlara düştü basın meslek ilkeleri.”‘BAHÇELİ’NİN BİR AYAĞI SİYASETİN, BİR AYAĞI DA YASA DIŞI ÖRGÜT, ÇETE, MAFYANIN İÇİNDE’“Artık herkes aleni görüyor ki Bahçeli’nin bir ayağı siyasetin içinde, bir ayağı da adına ne derseniz deyin her türlü yasa dışı örgüt, çete, mafya yapılarının içinde. Bu kadar aleni bir gerçek ortada durduğu halde ortağının tüm bunlara sessiz kalması, tüm bunlara göz yumması Sayın Erdoğan’ın da bu yanlışlara ortak olduğu anlamına gelir.”“ERDOĞAN, BAHÇELİ’YLE İLGİLİ PARMAĞINI OYNATAMIYOR”“Sayın Erdoğan’ın atıp tuttuğuna bakmayın. Bahçeli’yle ilgili parmağını oynatamıyor. Hani, nerede? Niye bir şey yapamıyor? Niye göz yumuyor? Öyle üst perdeden konuştuğuna bakmayın. Burada nihai bir mesul arayacaksak, o ünlü biricik imza yetkisine sahip olan Sayın Erdoğan’ın kendisidir.”“ERDOĞAN’A FİYAKALI BİR JÜBİLE YAPMAYA HAZIRLANIYORUZ”“14 Mayıs’ta Sayın Erdoğan’a fiyakalı bir jübile yapmaya hazırlanıyoruz. Kendisine teşekkür ediyoruz. Emaneti artık teslim almaya geliyoruz. Seçim günü damgayı damlaya basacağız. İktidarı tereyağından kıl çeker gibi değiştireceğiz. Hiç endişeye mahal yok. Hemen ardından hemen sorunları çözmek için kolları sıvayacağız.”“SEÇİMİN YILDIZI DEVA PARTİSİ OLACAK”“İnanın, 14 Mayıs’ta yokluk devri kapanacak. 85 milyonun endişeyle bakan gözleri 14 Mayıs gecesi umutla dolacak. Endişeye mahal yok. Seçim akşamı sonuçlar açıklanınca göreceğiz ki seçimin yıldızı DEVA Partisi. Altılı masanın ortak adayı da Türkiye’nin cumhurbaşkanı.”SEÇMENE ÇAĞRI“Tüm dostlarımıza bir davet yapmak istiyorum: Asla umutsuzluğa kapılmayın kardeşlerim. Sandığa gidin ve oyunuzu kullanın. Bu ülkenin kaderi hepimizin elinde. Milletin iradesinin önünde hiçbir kuvvet duramaz. Allah doğrunun yardımcısıdır. Siz gönül rahatlığıyla oylarınızı kullanacaksınız, kurduğumuz sandık güvenliği kadrosu da sabaha kadar o oyları koruyacak. Sabaha kadar ekranların karşısında keyifle farkın açıla açıla gittiğini hep beraber göreceğiz.”“BİZ BÜYÜK TAKIMIZ, HAKEMİ DE YENECEĞİZ”“Önümüze ne mani koyarlarsa koysunlar. Hepsini aşacağız. Tüm dalavereleri boşa çıkartacağız. Hakem yan mı tutuyor? Biz aka takımız. Hakemi de yeneceğiz. Adil rekabet için gereken ne ise yapacağız.”“ŞİMDİ KENETLENME VAKTİ”“Şimdi kenetlenme vakti. Kimsenin şüphesi olmasın. En doğru namzet ve en doğru ekiple seçime gideceğiz. Türkiye’nin seçimden sonra her şeyi özgürce tartışabilmesi için, şimdi vakit, iç tartışmaları bir kenara bırakma vakti. 14 Mayıs, hepimizin bayramı olacak. Türkiye’nin bayramı olacak.”“YETER! SÖZ MİLLETİNDİR” AFİŞİNİN HİKÂYESİNİ ANLATTIBabacan’ın 14 Mayıs 1950 seçimleriyle hatırlanan “Yeter! Söz milletindir” afişinin hikâyesini şu sözlerle anlattı:*O efsane afiş, rahmetli Selçuk Milar’a ait. Hayran kalanlar arasında Eski Milli Eğitim Bakanlarımızdan Hasan Âli Yücel de vardı. Hasan Âli Yücel, Selçuk Milar’a ‘Keşke bu afişi bizim için yapsaydınız’ dedi.*Milar, bakana ‘Yapamazdım. Milletimizin demokrasi gerçeğini dinlemesini değil, yaşamasının hasreti içindeyim. O nedenle sizin iktidarı halkın oylarıyla kaybetmenizi ve muhalefetteki partinin iktidara gelmesini istiyorum’ dedi.*Hasan Âli Yücel, ‘Peki fakat ne yeter?’ diye sordu. ‘Muhalifleri destekleyen vatandaşlara yapılanlar, her gün gazetelerde okuduğumuz tatsız olaylar, devletin görevi olan hizmetlerin muhalefetteki vatandaşlardan esirgenmesi yeter’ diyor Selçuk Milar. İşte gene bir 14 Mayıs ve gene ‘Yeter’ diyoruz. Bir kere daha 3Y’ye, yoksulluğa, yolsuzluğa, yasaklara ‘Yeter’ diyoruz.GEÇİŞ SÜRECİNİN YOL HARİTASI“Geçiş sürecinin yol haritasıyla ilgili çalışmalar yüzde 95 oranında tamamlandı. Son rötuşlar ve son bazı kararlar gerekiyor. O nihai kararlar verildikten sonra bunun derli toplu açıklanmasının fazla daha isabetli olacağını düşünüyoruz. Henüz tam bitmemiş, tüm partiler tarafından kabul edilip imzalanmamış bir çalışmanın içerisinden bazı taslak halindeki bilgilerin fazla çok paylaşılmasını, tartışılmasını doğru görmüyoruz. Bu çalışmanın fazla kısa bir zaman içinde tamamlanacağını öngörebiliyorum.”İlginizi ÇekebilirAkşener ile Babacan bir araya geldiİlginizi ÇekebilirBahçeli’den, Sinan Ateş'i soran gazeteciye: İşine bak hadi Günün Trend Videosu Daha fazla göster
GÜNDEM
21 Nisan 2025EKONOMİ
21 Nisan 2025EKONOMİ
21 Nisan 2025EKONOMİ
21 Nisan 2025EKONOMİ
21 Nisan 2025EKONOMİ
21 Nisan 2025EKONOMİ
21 Nisan 2025EKONOMİ
21 Nisan 2025Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.