DOLAR 32,5752 0.15%
EURO 35,0495 0.38%
ALTIN 2.440,230,22
BITCOIN 2133565-1,09%
Ankara
26°

AÇIK

13:10

ÖĞLE'YE KALAN SÜRE

Deprem sonrası imar suçlularını neler bekliyor?

ABONE OL
8 Mart 2023 13:48
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Kahramanmaraş ve üzerinde bulunduğu fay hattında yakın zamanda aka bir depremin meydana geleceği önceden beklendiğinden mesul kişilerin “olası kastla adam öldürme” suçundan ceza almaları gerekiyor.Prof. Dr. Selami Kuran, Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından gündeme gelen deprem suçlarına dair bir değerlendirmeyi, uygulamada karşılaşılan zorluklar ve yapılabilecek iyileştirmeleri anlattı.BAKANLIK YETKİLİLERİNİN DE CEZAİ SORUMLULUĞU SÖZ KONUSU1- Mevzuat ne diyor?– Öncelikle söz konusu sorumluluğu hem özel hukuk hem de ceza hukuku yönünden ele almamız gerekir. Ceza hukuku yönünden ele aldığımızda, müteahhitlerin yanında, yapının projesine müsait yapıldığının denetlenmesiyle yükümlü mühendislerin, bina denetçileri gibi teknik görevlilerin, söz konusu binaya inşaat ruhsatı ve kullanma izni veren görevli ve yetkililerin, kontrol görevini yerine getirmeyen belediyelerin ve bakanlık yetkililerinin de cezai sorumluluğu söz konusudur.OLASI KASTLA ADAMA ÖLDÜRME SUÇUNDAN CEZA ALMALARI GEREKİR– Deprem sonucunda ölümler meydana gelmişse öldürme suçu işlenmiş olacaktır. Her ne kadar uygulamada deprem sonucu ölümler kolay ya da bilinçli taksirle insan öldürme suçu kapsamında değerlendirilse de Kahramanmaraş ve üzerinde bulunduğu fay hattında yakın zamanda aka bir depremin meydana geleceği önceden beklendiğinden mesul kişilerin “olası kastla adam öldürme” suçundan ceza almaları gerekmektedir. Adli sürecin başlaması için ölenin eşi ve çocukları, şayet bunlar yok ise yakınları kolluğa veya suçun işlendiği yerin cumhuriyet savcılığına suçun soruşturulması için dilekçe vermelidir.– Kaldı ki bu suç şikayete bağlı olmayıp takibi resen yapılır. Deprem sırasında yaralanmalar bakımından ise “taksirle yaralama” suçu gündeme gelebilir. Bu kapsamda yaralanan kişinin, suçun işlendiği tarihten itibaren altı ay içinde suçun işlendiği yer ya da emniyet sebebiyle öbür bir vilayet veya ilçeye gitmesi halinde, suçun işlendiği yerin başsavcılığına gönderilmek üzere geçici olarak bulunduğu vilayet veya ilçe başsavcılığına şikayet dilekçesini vermesi gereklidir.MADDİ VE MANEVİ TAZMİNAT– Özel hukuk yönünden ele aldığımızda, deprem sonrasında ölüm ve yaralanma gerçekleşmesi halinde ölen kişinin mirasçılarıyla belirli yakınları ve yaralanan kişiler; menkul veya taşınmaz malları ziyan gören kişiler, belirli şartların varlığı halinde yukarıda saymış olduğumuz yetkili kişilere karşı maddi ve manevi tazminat isteme hakkına sahiptir. Hukuk davalarında zaman aşımı süresi; yapıda meydana gelen zarar, satıcının veya yüklenicinin ağır kusurundan (kast veya ağır ihmal) kaynaklanıyorsa 20 yıldır.– Ağır kusur yoksa taşınmaz yapılar için 5 yıl, taşınırlar için 2 yıldır. Ancak yapılan eski binanın aynı zamanda haksız fiil kapsamında değerlendirildiği durumlarda; haksız fiil suçu gündeme geleceğinden, ceza zaman aşımı süresi bu maddelerdeki sürelerden daha uzunsa, yukarıda mesul tutulan kişilere karşı açılacak hukuk davasının zaman aşımı süresi olarak kabul edilir.– Konuyu idare yönünden ele aldığımızda ise devletin deprem sebebiyle ortaya çıkan zararları belirli ölçüde tazmin yükümlülüğü ve bu kapsamda bireylerin idareye karşı yargı yoluna başvurma hakkı bulunmaktadır. Bu davalar; tam yargı davası niteliğinde olup idarenin fiil veya işlemleri sonucunda ortaya çıkan maddi ve manevi zararların tazminine ilişkin olabilir. Görevli mahkeme ise İdare Mahkemeleridir.2- Uygulamada karşılaşılan sorunlar nelerdir?– 1999 yılında Marmara Depreminden sonra 2001 yılında 4708 Sayılı Yapı Denetim Kanunu çıkarılmıştır. Kanunun amacı yeni yapıların proje ve eklerine müsait şekilde inşa edilmesini denetlemektir. Bu düzenlemeye göre müteahhitler kendi seçtikleri herhangi bir bina kontrol firmasıyla çalışabiliyorlardı. Bu nedenle bayındırlık mevzuatının etkin şekilde uygulanması çoğu kere sağlanamıyordu.HAVUZDAN SEÇİLMEYE BAŞLANDI– 2019 yılında yapılan düzenlemeyle müteahhit firmaları denetleyecek bina kontrol firmaları, Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca oluşturulan havuzdan seçilmeye başlandı. Bundan ötürü 2019 yılına kadar müteahhitlerin kendi seçtikleri bina denetçileriyle çalışmalarının ne kadar doğru yapılıp yapılmadığının tespiti zordur. Ayrıca ilgili kanunun 14. maddesinde bina denetimi kuruluşunun, denetimini üstlendiği proje ve yapım işlerinde, yasa ve bu yönetmelik hükümleriyle belirlenmiş görevlerini denetçi mimar ve denetçi mühendisler eliyle yürüteceği belirtilmiştir.HAYATİ ÖNEME SAHİP– Bu kapsamda, yapılardaki kontrol eksiklikleri meydana gelebilecek olası zararlara yol açabiliyor. Son olarak, beton kaçakçılığının artması söz konusu süreçlerin eksiksiz yerine getirilmesine rağmen yapıların yıkılmasına veya ziyan görmesine sebep oluyor. Önemle belirtmek isterim ki deprem sonrasında hadise mahallinde delillerin toplanması, ileride yapılacak yargılamalar açısından da hayati öneme sahiptir.– 1999 depremi sonrasında açılan birçok davanın sonuçsuz kalmasının nedenlerinden biri de yeterli delillerin toplanmamış olmasından kaynaklı hukuki boşluklardır. Bununla beraber zaman aşımı sebebiyle de birçok dava düşmüştür. Bu sebeplerle enkaz yığınlarının kaldırılmasından önce yeterli hukuki delillerin toplanması ve zaman aşımı sürelerinin dikkate alınması, suçlu olanların cezalandırılması açısından dikkat edilmesi gereken hususlardır.3- Ne gibi iyileştirmeler yapılabilir?– Deprem anında olası zararların önüne geçmek adına, konut sahibinin rızası olmasa bile Bakanlık ve yerel yönetimin riskli bina tespiti yaptırabilmesi gerekiyor. Mevcut Türk Ceza Kanunu kapsamında, binadan kolon kesme eylemi ancak bina yıkılırsa suç olarak değerlendiriliyor.İNŞAAT MÜHRÜNÜN BOZULMASI– Bu kapsamda mevzuata, binaların statik yapısını bozabilecek her türlü eylemin zararın meydana gelip gelmemesine müstakil olarak suç olarak değerlendirilmesine dair bir madde eklenebilir. İnşaat mührünün bozulmasının cezası artırılarak caydırıcı bir ceza haline getirilirken, depremle ilgili suçlar ağırlaştırılmış suçlar kapsamında değerlendirilmeli ve mahkemelerin riskli yapılar kapsamında yürütmeyi durdurma kararı vermesinin önüne geçilmelidir.– Olası deprem bölgelerinden kabul edilen İstanbul’un yüksek riskli bölgeleri “Afet Alanı” ilan edilmelidir. İstanbul kapsamında bakanlık ve belediyeler tarafından kolonları kesilmiş binaların tespiti yapılmalı ve riskli yapıların tespiti yapıldıktan sonra tahliye için verilen süre kısaltılmalıdır. Yasal düzenlemeyle kaçak yapılar için beton satılmasının engellenmesiyle bu ve benzeri uygulamaların sağlıklı denetlenmesi adına Afet Bakanlığı kurulması değerlendirilebilir.TÜRKİYE ULUSAL RİSK KALKANI MODELİ– Afetlerin yol açtığı can ve mal kayıplarının önemli nedenlerinden “mühendislik hataları”nın en üye indirilmesi için inşaat sektöründe çalışan mühendis, tekniker, kalfa, usta, amale ve benzer kişilerin afet eğitimleri tamamlanmalı ve Türkiye Ulusal Risk Kalkanı Modeli’ne ilişkin düzenleme ve uygulamalar titizlikle hayata geçirilmelidir. Bu noktada siyaset üstü afet yönetimi devlet politikası olarak en etkin biçimde uygulanmalıdır. Yapılacak iyileştirmelerde, afetlere karşı etkin mücadelenin ancak toplumu oluşturan her fert ve kurumun katılımıyla gerçekleştirilebileceği unutulmamalıdır. (AA)İlginizi ÇekebilirAdıyaman'da depremlerde yıkılan binanın bina kontrol sorumlusu tutuklandıİlginizi ÇekebilirMüteahhit Yunus Kaplan tutuklandıİlginizi ÇekebilirÇöken binanın inşaat mühendisi ve müteahhidi suçu birbirine attıİlginizi ÇekebilirMüteahhitler ve işyeri sahiplerinin tutukluluk itirazı reddedildi Günün Trend Videosu Daha fazla göster

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP

300x250r
300x250r

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.